Konut Haberleri
08 Eki 2014 09:27 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 01:57

Türkiye’yi tasarladı gözünü dünyaya çevirdi

Türkiye’de ve dünyada Sapphire, Kanyon gibi ödüllü projelere imza atan Tabanlıoğlu Mimarlık, rotasını uluslararası arenaya çevirdi...

Türkiye’yi tasarladı gözünü dünyaya çevirdi
Sapphire, Kanyon,  Zorlu Center gibi görkemli binaların mimarı Tabanlıoğlu Mimarlık’ın ortağı Melkan Gürsel Tabanlıoğlu ile işin sırrını emlakeki.com olarak konuştuk

-Tabanlıoğlu mimarlık nasıl doğdu?

1990’da Murat Tabanlıoğlu’nun babası Hayati Tabanlıoğlu ve kendisi, bir araya geliyorlar. Hayati Bey  çağdaş mimari adına hayatını ortaya koymuş bir adam. 1990’da ‘artık zamanı geldi, biz kurum halini alalım’ diyorlar ve Tabanlıoğlu Mimarlık’ı kuruyorlar. Bir projede tanıştık Murat’la; 1995’te resmi olarak da ben aralarına dahil oldum.

- Yapmak istediğiniz  proje var mı?

Çeşitli ülkelerde yapmış olduğumuz projeler var. Ama Türk mimarlar Avrupa’da hiç bir şey yapamıyor. Bir takım kısıtlamalar var. Mesela yarışmalara katılamıyoruz. AB üyesi olmanız gerekiyor veya orada birisine ortak olmanız lazım. Bütün bunlara inat dünya ülkelerinde güzel bir projeye imza atmak isteriz.

- Mimaride gelişen bir şehir var mı?

Anadolu şehirlerinde çok güzel yerler olduğunu söylüyorlar. Mesela Eskişehir çok fazla emek verilmiş bir şehir. Ama Samsun’un dokusu bozulmuş. Tıpkı İstanbul’da olduğu gibi mülkiyet sıkıntısı var  orada. Ama belediyelerce çözüleceğine inanıyorum.

İlham kaynağımız İNSAN!

DÜNYA çapında projelerde imzası olan Tabanlıoğlu Mimarlık ortağı Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, tüm adımlarında önceliklerinin insan olduğunu söyledi. “Biz en çok insandan ilham alıyoruz” diyen Tabanlıoğlu, şöyle devam etti: “Mimar, bazen bir müzikten etkilenir, bazen bir resimden, belki yaşadığı bir olaydan etkilenir; bunun nizamı olmaz. Bir kullanıcı tarafı var. Projelerimiz insanlarımız için. Çünkü içinde kimlerin yaşayacağını hayal ederek, bu insanların da iyi suratlarını düşünerek yapmak çok önemli. Mimari projeler, birinci olarak çevreye ve eski dokusuna uyumlu olacak. Bu bir şehir ya da obje de olabilir. Ama öncelikle mimari disiplin gerektiriyor.’ Öte yandan Tabanlıoğlu mimarlığın Ankara, Dubai ve Katar’da da şubeleri var.

Bizim ofisteki herkes şeytanın avukatı

İÇLERİNDE bulunan herkesin çok iyi eleştirmen olduğuna değinen Melkan Gürsel Tabanlıoğlu, “Hepimiz şeytanın avukatıyız” dedi ve ekledi: “Çünkü ilk müşteri biziz. Herkes birbirini en acımasız şekilde eleştirir. Hatta bu aşamada kavga bile ederiz. Aklınıza gelecek bütün felaketleri yaşıyoruz biz aslında. Ama ödüllü iş çıkartırız. İlk önce yapılmak istenen işi, kendimiz beğenmeliyiz. Biz beğenmezsek başkalarına beğendirmeye çalışmıyoruz.”

İşte o kitap

TABANLIOĞLU Mimarlık’ın, Rizzoli New York tarafından derlenen “Tabanlıoğlu Mimarlık: Saydamlık ve Modernite (Tabanlioglu Architects: Transparency and Modernity)” adında tüm projelerini içeren kitabı da var. 

Ortak fikirlerle Fikirtepe oldu

MELKAN Gürsel Tabanlıoğlu, son yıllarda kendilerinin de dahil olduğu kentsel dönüşüme de değindi. 
Tabanlıoğlu, şunları kaydetti: “Kentsel dönüşüm gerekli bir şey ama tabiki acele kararlarla yapılmamalı. Bir kere master plan yapılmadan imara açmamak çok önemli. Siz, kendi düşünceniz doğrultusunda dizayn edip proje yapmayı düşünüyorsunuz ama belki de yan parseldeki sizinle aynı şeyi düşünmüyor. Bu tabi bizim de başımıza geldi. Fikirtepe’de herkese bir mektup yolladık, hak sahibi ve müteahhitleri topladık. Fikirlerini alarak çözdük. Sonuçta, 1 milyon metrekarelik bir bölgenin tekrar rehabilite edilmesinden bahsediyoruz. Bize bir takım öngörülerde bulunulsun diye bunu yaptık. Sonuçta hepsi bu çağrıya uyup geldiler, görüştüler.”

Yeni projeler için yarışmalar düzenlenmeli

MELKAN Gürsel Tabanlıoğlu, Türkiye’deki mimarların yakın gelecekte umut vaad ettiklerini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Fırsatlar da önemli bu aşamada. Mesela yarışmalar düzenlenebilir. Japonya Olimpiyat Stadı için yarışma düzenledi. Biz finalist olduk. Birinci olsaydık, Tokyo Olimpiyatları, bizim yapmış olduğumuz stadyumda yapılabilirdi. Fikir yarışmalarına da açız. Nerelerden ne fikirler çıkıyor?”