İnşaat
17 Haz 2014 10:29 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 01:15

Sahilleri kaçak bastı!

İki yıl önce Muğla’da İl Özel İdaresi ve belde belediyelerinin kapatılması, denetimsizlik ve kaçak yapılaşmanın önünü açtı.

Sahilleri kaçak bastı!
İki yıl önce Muğla’da İl Özel İdaresi ve belde belediyelerinin kapatılması, denetimsizlik ve kaçak yapılaşmanın önünü açtı. Kurumlar arasındaki yetki karmaşası yüzünden bir merci devam eden inşaatlara yıkım kararı verirken bir başkası çalışma ruhsatı veriyor.  Bu durum Bodrum, Marmaris, Datça ve Fethiye gibi turizm merkezlerinde kıyılar ve arkeolojik alanlar tehdit ediyor.

6360 sayılı Büyükşehir Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından İl Özel İdaresi tarafından Muğla genelinde daha önceden tespit edilen yaklaşık 5 bin 597 kaçak yapı sayısında artış yaşanıyor. İki yıl önce söz konusu kanunla büyükşehir statüsü kazanan Muğla’da İl Özel İdaresi ve belde belediyelerinin kapatılması, denetimsizlik ve kaçak yapılaşmanın önünü açtı. Özel çevre koruma, arkeolojik ve doğal sit alanlarına sahip kentte, son bir yılda özellikle sahil şeridi ve kıyı kesimlerinde kaçak yapılaşma arttı.

Bodrum, Marmaris, Datça ve Fethiye gibi önemli turizm merkezlerinde boy gösteren kaçak yapılaşma sebebiyle kıyılar ve arkeolojik alanlar tehdit altında. Kurumlar arasındaki yetki karmaşası sebebiyle de şehirde devam eden kaçak inşaatlara bir merci yıkım kararı verirken diğeri buna rağmen çalışma ruhsatı veriyor.

Özellikle yerel yönetimler seçimiyle birlikte mahalleye dönüştürülen Marmaris’in Orhaniye, Selimiye ve İçmeler’deki turizm beldelerinde denize sıfır alanlarda yapılan kaçak otel inşaatları ve iskeleler dikkat çekiyor. Selimiye’de bir sene içinde 140’a yakın inşaat başladı. 2013’ün sonunda bir petrol şirketi sahibi A.A., Selimiye’de satın aldığı denize sıfır yaklaşık 2 bin dönümlük arazi üzerine yapımına başlanan 4 katlı 42 odalı otel vatandaşların şikâyetleri üzerine yapımı durduruldu.

Orhaniye Mahallesi’nde ise seçim döneminde yapılan 15 tekne bağlama iskelesi ise hâlâ kaçak olarak faaliyet gösteriyor. Kıyı şeridindeki köylerde yaşayan vatandaşlar, “Biz bu topraklarda 150-200 yıldır yaşıyoruz. Arazimizin üzerine bırakın bir ev yapmayı, onarım yapılmasına dahi izin verilmezken, başkaları burada kaçak oteller inşa ediyor. Kanunlar sadece garip vatandaşlar için mi geçerli?” diye tepki gösteriyor.

Marmaris Turizm ve Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Filiz Ersan ise hükümetin burada her gün bir problem çıkardığını iddia ederek, “Dünyaca ünlü Kızkumu’nun dünya kültürel ve doğal miras listesine alınması için UNESCO’ya başvurduk. Seçim arifesinde buraya her gün bir gemi bağlama iskelesi yapıldı. Burada millî bir felaket yaşanıyor. Ankara koridorlarında alınan kararlarla topraklarımız elden gidiyor. Marmaris’e ne bakan ne de milletvekili gelmesini istemiyoruz artık.” ifadelerini kullandı. Orhaniye Mahallesi Muhtarı Cem Dinç de mahallerindeki işletmelerin ve gemi iskelelerinin ruhsatı bulunmadığına dikkat çekerek, “Muğla’da devlet kurumlarında kimin ne yaptığı belli değil. Birisi ‘yıkacağım’ diyor, diğeri ‘yap’ diyor.” dedi.

Kızkumu Motel’in sahibi Ramazan Özdemir, Orhaniye Mahallesi’ndeki çoğu restoran ve iskelelerin kaçak yapıldığını iddia ederek, “32 yıldır burada işletmecilik yapıyorum. Seçim döneminde burada inşaata başlandı. Fosseptikleri bile yok, bunların atıkları denize dökülüyor. Yolları bile olmayan işletmeler var. Yetkililere müracaat ettik fakat hiçbir işlem yapmadılar. Adada bile çalışma yapmaya başladılar.” dedi.

Mimarlar Odası Muğla Şube Başkanı Osman Köseoğlu ise kıyılardaki kültür değerleri ortadan kaldırılarak, kısa vadeli ekonomik rant operasyonu yapıldığını ileri sürdü. Daha önce Muğla İl Genel Meclisi’nde iki dönem CHP’den grup başkan vekilliği görevini yürüten Marmaris Belediye Başkan Yardımcısı Dursun Kaplan, kaçak yapılaşma konusunda yetki karmaşasına dikkat çekerek, “İmar planı yapma yetkisi Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde. Büyükşehir Belediyesi de bu konuyla ilgili olarak karşılıklı sözleşme yaparak 1/25 bin ölçekli imar planlarını yapabilir.” dedi.
Zaman