Seyahat
27 Kas 2017 14:42 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:34

Ortaçağ sizi bu kentte bekliyor!

Masalsı kent Brugge’da rüya gibi kanalları seyredebilir, çikolata kokuları eşliğinde labirenti andıran sokaklarında kaybolabilirsiniz...

Ortaçağ sizi bu kentte bekliyor!
Arnavut kaldırımlı daracık sokakları, su kanalları ve rengarenk evleriyle büyüleyici bir güzelliğe sahip olan Brugge, zarif bir Orta Avrupa kenti. Kuzeyin Venedik'i olarak nam salan bu güzel kent, Batı Flander bölgesinin başkenti konumunda. Kent, endüstri ve ticaret alanında ülkenin Brüksel'den sonraki en büyük ikinci merkezi.
 
KARTPOSTAL GİBİ

Esquire dergisinin sayfalarına taşıdığı Brugge; 13'üncü yüzyılda Orta Çağ Alman kentlerinin oluşturduğu siyasi ve ticari birlik olan Hansa Birliği'nin en önemli merkezlerinden biriymiş. Kanallar ve su yolları, Brugge'u önemli bir liman kentine dönüştürürken tekstil ve dokuma endüstrisi ise kentin zenginlik kaynağı olmuş. 13'üncü yüzyılın sonuna kadar kent, en kaliteli yün kumaşların üretildiği merkez konumundaymış. Brugge, bu dönemde giyim kuşam alanında yüksek kaliteli, lüks kumaşlarıyla Avrupa'nın en önemli merkezi kabul ediliyormuş. 15'inci yüzyıl sonlarında ise Brugge, Flemen ressamlar aracılığıyla resim sanatında önemli bir merkeze dönüşmüş. Refah seviyesi, kentin Burgonya Düklüğü'nün hakimiyetine girdiği dönem boyunca artmaya devam etmiş. Ancak kentin ekonomik olarak en yüksek noktaya ulaştığı 15'inci yüzyılda, inşa edilen yeni kanallarla ticaretin yapılması, Brugge'un eski önemini kaybetmesine neden olmuş. Brugge'un ekonomik güç kaynağı bir anda elinden alınmış. 15'inci yüzyılın sonunda Brugge'dan Belçika'nın bir diğer kenti Anvers'e geçen liman ticareti, sokakları hayat dolu Brugge'u terk edilmiş bir kente dönüştürmüş. Ancak 19'uncu yüzyıldaki turizm atağı, kentin tekrar rüştünü ispatlamasını başlatan süreç olmuş. Brugge; bin yıllık kiliseleri, köprüleri, kanalları, dar ve labirenti andıran sokakları ile bibloları anımsatan, dantelle süslü evleriyle zarif bir kartpostala benziyor. Kent, 15'nci yüzyılda derin bir uykuya dalmadan önce nasılsa bugün de öyle. Kusursuz, görkemli ve etkileyici... Bu güzel kent, 2. Dünya Savaşı'ndan zarar görmeyen ender Avrupa kentlerinden de biri. Tüm güzellikleri bir arada görebileceğiniz meydan Grote Markt, her daim turist kalabalıklarıyla çevrili. 366 adet basamağını tırmandıktan sonra zirvesinden tüm kenti ayaklarınızın altına seren Belfry Çan Kulesi başta olmak üzere Brugge'un tüm harikaları, bu eski meydanda. Brugge'un güzel siluetini oluşturan bir diğer yapı ise 122 metre uzunluğundaki dünyanın en uzun ikinci tuğla kilisesi olan The Church of Our Lady.
 
ÇİKOLATA MABEDİ

Brugge, göze hitap ettiği kadar damağa da hitap ediyor. Pek çok çikolataseverin mabedi olan kentte, kokular ve tatlar peşinizi bırakmayacak. Bu harikalar diyarının tadına bir kere vardığınızda ise yolunuzu daima Brugge sokaklarına düşürmek isteyeceksiniz.
 
YAPMADAN DÖNME !

Kanal turu: Brugge bir kanallar şehri. Kenti, her yeri birbirine bağlanan kanallar aracılığıyla keşfetmek ise Brugge'da yapılabilecek en güzel etkinlik. Ortalama yarım saatlik bu yolculukta kanalların kıyısında yer alan ve yüzyıllara meydan okuyan güzel taş evleri de yakından görebilirsiniz.

Çikolata tadımı: Kentteki ünlü Çikolata Müzesi'ne gidebilir ve çikolataya dair her şeyi öğrenebilirsiniz. Özellikle ünlü çikolatacılar Leonidas, Chocolate Line ve BbyB'ı pas geçmeyin.

Bisiklet turu: Kentin çift yönlü bisiklet yollarında, kanallar boyunca, bin yıllık binaların gölgesinde pedal çevirmek de oldukça hoş.