Sektörel
08 Nis 2013 17:50 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:22

Mobilya sektörü son on yılın en iyi rakamlarına ulaştı!

Mobilya sektörü, üretim, ihracat ve istihdamda son on yılın en iyi rakamlarına ulaştı.

Mobilya sektörü son on yılın en iyi rakamlarına ulaştı!

 

Türkiye'nin seksenli ve doksanlı yıllardaki dinamizminden gereğince pay alamayan mobilya sektörünün, yeni binyılla yeni bir evreye girdiği değerlendirmesinde bulunan Mobilya Sanayi İşadamları Derneği (MOBSAD) Genel Sekreteri Barış Görgüç, özellikle 2005 yılından sonra güçlenen ihracat hacminin sektöre ivme kazandırdığını kaydetti. Son on yılda sürekli büyüyüp güçlenen mobilya sektörünün hem firmalarını hem de çalışanlarını dünya standartlarına taşımaya başladığının altını çizen Görgüç, başta İstanbul olmak üzere İnegöl, Kayseri, İzmir, Ankara gibi bölgelerde üretilen mobilyaların kimlik kazanmaya başladığını iletti. Uzun yıllar boyu özellikle İtalyan, Alman, İngiliz ve Fransız ekollerini takip eden Türk mobilyacısının bir süredir kendi Ar-Ge süreçlerine yoğunlaştığına işaret eden Görgüç, “Tasarım anlamında dünyada kendine yer bulmaya başlayan, bu sayede trend belirleyen ülkelerden biri olarak temayüz eder olduk ve bu süreçte 2012 yılında üretim hacmi, ihracat, istihdam ve yeni pazarların değerlendirilmesi açısından son on yılın en iyi rakamlarına ulaştık. 2003 yılında 430 milyon dolar olarak karşımıza çıkan ihracatımız, 2012 yıl sonunda 2 milyar dolar seviyesini aştı. 2013 ihracat beklentimiz ise 2.5 milyar dolar” diye konuştu.
 
Geçen yıl, sektörün ihracat pazarlarında ilk beş sırayı Irak, Libya, Almanya, Azerbaycan ve Suudi Arabistan'ın aldığını belirten Görgüç, yeni bir küresel kriz gelmesi ihtimalini göz önünde bulundurarak pazarlarını çeşitlendiren sektörün, Batı Avrupa ülkelerinden azalan talebi başta Rusya ve Eski Sovyet Cumhuriyetleri olmak üzere İran ve Irak gibi sınır komşularıyla dengeleyebildiğini aktardı.
 
Sektörün Arap Baharı'nın etkisiyle kaybettiği yeni ivmeyi kazanmaya başladığı Libya'dan ise 2012'de yeniden talep almaya başladığını söyleyen Görgüç, “Tekrar istikrarı bulmaya başlayan Kuzey Afrika ile orta vadede ciddi imkanlar vadeden Nijerya, Güney Afrika gibi bölgesel önemi olan ülkeler ise ihracat beklentilerimizin artarak gerçekleşmesinde büyük rol oynadı. İhmal edilmemesi gereken iki pazar olan Hindistan ile Güney ve Kuzey Amerika'ya ise henüz yeterinde nüfuz edemedik. Bunda başlıca sebep navlun giderleri gibi gözükmekle birlikte tedarik zincirinde yaşanacak zamanlama sorunları da üreticilerimizi bir miktar geride tutmaktadır” açıklamasını yaptı. Dünya'nın en büyük mobilya ithalatçısı olan Amerika pazarı hakkında özel bir proje yürüttüklerine de değinen Görgüç, ilk etapta bir lojistik üssü kurarak, bölgesel penetrasyon yoluyla ihracatlarının bir miktarını bu yöne kaydırmaya çalışacaklarını dile getirdi. Görgüç, asıl hedeflerinin ise kurma noktasına geldikleri ‘Sektörel Dış Ticaret Şirketi' ile tüm çalışmalarını bütüncül bir yaklaşımla ele alıp tek elden yürütmek olduğunu açıkladı.
 
“11 milyar dolarlık üretim hacmine ulaştık”
 
Sektörün bugün perakende rakamlarla 11 milyar dolarlık üretim hacmine ulaştığından da bahseden Barış Görgüç, firmaların verimlilik ve ölçek ekonomisinin etkisiyle hızla büyüyerek, dünya standartlarında üretim yapmaya başladıklarını söyledi. Mağazalar da dahil edildiğinde, yaklaşık 65 bin işyerinin sektörde faaliyet gösterdiğini ileten Görgüç, mobilya sektörünün 200 bini doğrudan üretim süreçlerinde görev alan, 250 bin kişiyi istihdam ettiğini kaydetti.
 
Türkiye mobilya ithalatının ise bir milyar dolar sınırına henüz ulaşmadığının altını çizen Görgüç, “Ancak, özellikle Çin'den yapılan 343 milyon dolarlık dışalım, sektör için rahatsız edici olmalıdır. Zira tasarımla temayüz etmiş İtalya'dan yapılan 93 milyon dolarlık, kalitesiyle öne çıkan Almanya'dan yapılan 88 milyon dolarlık ithalatla kıyaslandığında, Çin'in nitelik ve nicelik olarak ithalatımızda gereğinden daha büyük bir yer tutmaya başladığını göz ardı edemeyiz. Bunun yanı sıra örnekleri yavaş yavaş Türkiye'ye de giren yabancı zincir mobilya AVM'lerinin gelişmesi de dikkatle izlenmelidir. Yapılması gereken ise bu zincirlerin yerli üretici ile işbirliği yapmasını özendirerek, ekonomimize ve sektörümüze katkısının artmasını sağlamak olmalıdır” diye konuştu.
 
Kobiden.com