Güncel
16 Mayıs 2020 12:02 Son Güncelleme: 16 Mayıs 2020 12:17

Kovid-19, havacılığı 'türbülansa' soktu

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sınırların kapatılması ve seyahat yasağı gibi tedbirler havacılık sektörünü olumsuz etkiledi.

Kovid-19, havacılığı 'türbülansa' soktu

Yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ardından dünya genelinde yürürlüğe giren sınırların kapatılması ve seyahat yasağı gibi kısıtlayıcı tedbirlerin havacılık sektörünü mali sıkıntıya sokması dikkati çekiyor.

Salgının yayılmasını engellemek amacıyla pek çok ülke mart ayından itibaren gerek şehirler arası gerek diğer ülkelerle olan ulaşıma çeşitli kısıtlamalar getirdi.

Zorunlu olmayan seyahatlerin yasaklanması ile hava yolculuklarına olan talep önemli ölçüde azaldı. Vatandaşlar mevcut seyahat planlarını değiştirmeye veya biletlerini iptal ederek ücretlerini geri almaya çalıştı.

Salgın nedeniyle hava trafiği durma noktasına geldi ve bazı bölgelerde uçuşlar neredeyse yüzde 90 oranında azaldı.

Bu durum sektör gelirlerinin neredeyse tamamının ortandan kalkmasına neden olurken, pek çok ülke hava yolu sektörünün stratejik önemine dikkati çekerek şirketlere yardımcı olacak önemlere yöneldi.

Yüksek sabit maliyetler

Havacılık sektörü, sabit maliyetlerin yüksek ve kar marjlarının düşük olduğu bir yapıda faaliyet gösteriyor. Sektörde firmalar arasında çok yüksek rekabet ortamı bulunurken şirketler, özellikle jeopolitik koşullardan hızlı biçimde etkileniyor.

Çok yüksek sermaye yoğunluğu olan ve nakit akışının kritik öneme sahip olduğu hava yolu taşımacılığında uçakların durması bir anlamda sektörün "ölümü" anlamını taşıyor.

Ülkeler firmalarına mali destek sağlıyor

Özellikle Batı ülkeleri hava yolu firmalarına ciddi kaynak sağlayarak, sektörü Kovid-19’un neden olduğu kriz sürecinden kurtarmaya çabalıyor.

Fransa, bayrak taşıyıcı firması Air France'a 7 milyar avroluk mali destek sağlamaya hazırlanıyor. Şirket yönetimi, sektörün normalleşmesinin 2 yıl sürebileceğini düşünüyor.

Alman hava yolu firması Lufthansa, salgınının uzun süre devam etmesi halinde hava yolu taşımacılığı sektörünün devlet yardımı olmadan hayatta kalamayacağı görüşünü savunuyor. Firma yönetimi ile Alman hükümeti arasında krediler, kredi garantileri, sermaye takviyesi gibi konuları içeren yaklaşık 10 milyar avroluk kurtarma programı müzakereleri sürüyor. Şirket sektörde normalleşmenin 2023 yılını bulabileceği görüşünü taşıyor.

Hollanda ise KLM firmasını salgının etkilerinden korumak üzere 4 milyar avroya ulaşabilecek kamu desteği sağlamayı planlıyor.

İtalya'nın bayrak taşıyıcı hava yolu Alitalia’nın da önümüzdeki günlerde kamulaştırılması öngörülüyor. Şirkete, batmaması için başlangıçta 2 milyar avro yardım yapılması bekleniyor.

ABD, American Airlines'a maaş desteği olarak 5,8 milyar dolar sağlarken ilave olarak 4,7 milyar dolarlık kredi görüşmeleri devam ediyor.

Delta Airlines da ABD'den 5,4 milyar dolar yardım almasına rağmen 4,6 milyar dolarlık kredi başvurusu gerçekleştirdi.

United Airlines, 5 milyar dolarlık düşük faizli kredi ve kamu yardımı aldı. Ayrıca 4,5 milyar dolarlık ilave destek için müzakere ediyor.

İngiltere'den yaklaşık 600 milyon dolarlık destek alan Virgin Atlantic hissedarlarla ilave katkı için görüşmeler yapıyor.

EasyJet de İngiliz hükümetinden 750 milyon dolar destek almasına rağmen havacılığın kriz öncesi haline 2 yıldan önce dönmeyeceğini belirtiyor.

Sektörün Kovid-19 krizini atlatabilmesi için tüm seferlerini hızla yeniden başlaması ve dolu bir şekilde gerçekleşmesi gerekiyor.

Gelirler 314 milyar dolar düşecek

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), salgın nedeniyle hava yolu şirketlerinin yolcu gelirlerinin bu yıl 314 milyar dolar azalmasını beklerken, 25 milyon istihdamın tehlikede olduğuna dikkati çekiyor.

Havacılık sektörüne acil biçimde doğrudan kaynak, kredi ve vergi muafiyeti gibi destekler sağlanması gerektiğini belirten IATA, sektör sorunlarının hemen ortadan kalkmayacağına işaret ediyor.

Mevcut kısıtlayıcı tedbirler nedeniyle tam faal bir havacılık ise henüz yakın zamanda öngörülmezken salgının sektörü derinden etkilediği açıkça ortaya çıkıyor.

Seyahat yasağının kalmasının ardından sorunun kısa bir sürede bitmesi de beklenmiyor. Kısıtlamaların gevşemesi veya yasakların kalkması insanların salgın öncesi yaşam tarzlarına derhal dönecekleri anlamını taşımıyor. Hava ulaşımına talebin bir anda yeniden normale döneceği beklentisi sektörde karşılık bulmuyor.

Havacılıkta salgın tedbirleri

Uçaklarda ve hava limanlarında salgın tedbirleri ve sosyal mesafelerin uygulanması da bir başka zorluk olarak ortaya çıkıyor. Eğer uçuş esnasında salgından korunmak için koltuklar arasında boşluklar bırakılması gerekecekse bunun sektöre ve sonuç olarak yolculara önemli bir maliyet getirmesi bekleniyor.

Bu durumda salgın tedbirlerinin devam ettiği bir süreçte yolcuların çok uygun fiyatlarla seyahat edebilecekleri düşünülmüyor. Salgının ardından daha farklı bilet fiyatları, daha az sayıda sefer, uçuş öncesi sağlık kontrolleri gibi çeşitli değişikliklerin yalanması kaçınılmaz görünüyor.