Güncel
23 Nis 2020 16:56 Son Güncelleme: 23 Nis 2020 16:59

Koronavirüs sonrası dünyayı neler bekliyor?

Salgın sonrası yeni bir dünya düzenine geçileceğini belirten Yükselir Group Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yükselir, "Yeni dünya düzenine geçiş bu virüs gibi hızlıca yayılacak. Dünya'da hiçbir ülke yada Avrupa ile Ortadoğu gibi hiçbir coğrafi bölge bu değişimden muaf olamayacak." dedi.

Koronavirüs sonrası dünyayı neler bekliyor?

Koronavirüsün gündelik hayata etkisi tüm hızıyla devam ederken, salgından kaynaklı ekonomik ve siyasi analizler de yapılmaya başlandı. Salgın sonrası yeni bir dünya düzenine geçileceğini düşünenlerin sayısı bir hayli fazla olduğu belirtiliyor. Küresel yatırımları ile tanınan Yükselir Group Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yükselir, krizin faturasının nasıl paylaşılacağı, salgın sonrası gelişmeleri önceden haber verileceğini söyleyerek, "Salgın yüzünden aşırı derecede zenginleşen veya fakirleşen ülkeler,şirketler veya şahıslar yeni dünya düzenini belirleyen unsurlar olacak" dedi.

 "Krizin maliyetini paylaşma konusunda kesin sonuçlar ortaya koymuyor"

 Dünya çapında hükümetler, koronavirüs dolayısı ile işini kaybedip, gelirlerinden olan vatandaşlarını desteklemek adına çeşitli finansal paketler açıkladıklarını bildiren Yükselir "Bunun yanında FED ve IMF gibi küreselleşmiş dünya ekonomisinin yapıtaşı olan iki kurum, ülkeler ile dolar likiditesi sağlamak adına dünyayı paraya boğuyorlar. Dünyaya verdikleri bu paraları geri istedikleri zaman, dünya ekonomisi tekrar bir krizle karşı karşıya kalabilir”

 Dünya liderliği el mi değiştiriyor?

 Yavuz Yükselir, yaşanan pandemi sonrası küresel ekonomiler büyük daralmalarla boğuşurken, işin siyasi boyutu da tartışılmaya başlandığının altını çizerek, "Dünya liderliği için askeri ve ekonomik anlamda yeterliliğe sahip Çin’in siyasi ve kültürel anlamda hala eksiklikleri var.”

 Şu an küresel liderliği elinde bulunduran ABD’nin daha önceki krizlerde gösterdiği küresel düşünme ve küresel boyutta çözüm üretme ilkesinden bu krizde daha çok kendi içine kapandığını kaydeden Yavuz Yükselir, tek alternatifin Çin olmadığını söyledi.

Yavuz Yükselir açıklamasının devamında, "Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın küreselleşme karşıtı olduğu bir ortamda, dünya liderliği tartışılması çok doğal ama potansiyel adaylar ortaya çıkarken dünyaya ne önerdikleri önemli. Bu yarışta ön plana çıkarılan Çin’in demokrasiye alışmış dünya halklarına sunacak bir siyasi modeli yok. Amerika Birleşik Devletlerinin siyasi olarak içine kapanması durumunda, Çin dışında, kültürel ve siyasi olarak daha homojen bir yapı olabilecek ayrıca var olan küresel sisteme daha uyumlu bir aday daha mevcut. Avrupa Birliği ile bağlarını koparan Birleşik Krallık, içinde Kanada ve Avustralya gibi ülkeleri barındıran Commonwealth ülkelerini askeri bir birlik haline getirebilirse, ABD’nin antiküreselleşme politikası kalıcı olması durumunda, dünya liderliğini sorunsuz bir şekilde devralabilir. Bunun yanında ABD’nin bu kısa vadeli yerel düşünen politikasının geçici olacağını ve bir süre daha bu sistemin devam edebileceğini düşünmekle birlikte, yeni birlikler, yeni ülkeler ve yeni sınırlar oluşturulacağını düşünmemek imkânsız" dedi.

Bundan sonra ne olacak?

 Koronavirüsün, ekonomide dönüşüm ve kişisel veri konusunda, bizi hazır olmadığımız bir zamanda yakaladığını belirten Yavuz Yükselir, " 5 yılda yaşayacağımız dijital dönüşümü bireysel kullanıcılar olarak 3 ayda yaşadık. Değer yargılarımız baştan aşağıya değişti. Bir spor yıldızı ya da popstarın değerinin bir sağlık çalışanının değerine oranı artık aynı değil. Hızlı dijital dönüşüm ve değer yargılarındaki değişimin oluşturacağı küresel işsizliği artık hesaba katmamız lazım. Bu küresel işsizliğin sonuçlarını, insan üretimi olan her yerde göreceğiz. Emeğinin karşılığında aldığı ücrette yaşanan dalgalanmanın insanda oluşturduğu psikolojik ve toplumda oluşturduğu sosyolojik etkileri ilerleyen dönemlerde sanat eserlerinde bile karşımıza çıkacak. Bunun yanında liberalizmin büyük savunucuları olan batılı ülkelerde bile özellikle sağlık ve ulaşım alanında hızlı kamulaştırmalar gördük. Ekonomik modellerimizde değişiklik yapmadığımız zaman devlet kapitalizmini uygulayan ülkelerin ön planda tutulacağını görebiliriz.

 Sivil insiyatifle güçlendirilmiş bir küreselleşme

 Dünya düzeninde küreselleşme ile ilgili tartışmalar devam ederken, Yavuz Yükselir şu andaki sıkıntıların aslında yarım küreselleşmeden kaynaklandığını kaydederek, "Doları küreselleştirirken, üretim ve tedarik zincirlerini yerelleştirmeye çalışmak ya da yuanda olduğu gibi ülke para birimini yerelleştirip, küreselleşmeyi savunmak mantıklı politikalar değildir. Koronavirüs sonrası devlet ve halk ilişkisi yeniden tanımlanmaya mecburdur. Yönetimler ile halkın daha direk bir ilişkide olacağı ama yine de bireyin özgürlüklerini daha rahat koruyabileceği bir model geliştirmemiz gerekiyor. Bunun yanında bu salgının bize gösterdiği bir başka şey ise uluslararası olmasını beklediğimiz kurumların, ülkelerin çıkarları dolayısıyla nasıl kolayca manipüle edilebildiğini görmemizdir. Dünya kriz sonrası bir dönem popülist politikaları ön plana çıkaran siyasetçileri vitrine çıkaracak olsa da ülkelerdeki sağduyulu azınlıklar sivilleştirilmiş yeni organizasyonlar kurarak azınlıkların aslında küresel çoğunluk olduğunu gösterebilirler. Bugün çok büyük görünen kurumların, kısa zamanda tarih sahnesinde yerini aldığını görebiliriz." şeklinde konuştu.

 "Yeni dünya düzenine geçiş bu virüs gibi hızlıca yayılacak"

 İş, siyaset, ekonomi ve sanatta değişimin artan hızını yakında görüleceğini kaydeden Yükselir, "Kendimize ait değerlerimizin bu hızlı değişimde kaybolmaması için insana özgü sabitler oluşturmalı ve bunu bireyin tüm ilişkilerinde değiştirilemez maddeler olarak ortaya koymalıyız. Geleceği yorumlamak adına kurduğumuz varsayımlardan ortaya çıkan seçeneklerin hepsinde ortak olacak tek nokta değişimdir. Yeni dünya düzenine geçiş bu virüs gibi hızlıca yayılacak. Dünya'da hiçbir ülke yada Avrupa ile Ortadoğu gibi hiçbir coğrafi bölge bu değişimden muaf olamayacak. Değişen dünya düzeninde yeni politikalar ve yeni politikacılar göreceğiz. Bugünün büyük şirketlerinin bazılarının yok olacağını, insanın sanata bakışının değiştiğini gözlemleyeceğiz. Bu virüs gibi bu boyutta yaşadığımız ani değişim, yeni dünya düzeninin kurulmasına neden oluyor. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bu yeni düzende, insanların birbiri ile doğa ile ve hayat ile arasındaki ilişki değişecek. İnsanların kendini sorgulayacağı bir döneme giriyoruz. Bu dönem aslında bu virüs gibi hızlı yayılan yeni Dünya düzeninin ayak sesleri..." açıklamasında bulundu.