Gündem
31 Oca 2014 15:19 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:51

"Konut satışları topraktan satılan projelerde düşebilir!"

Vatan Gazetesi'nden Ceren Kumbasar bugünkü yazısında ekonomideki yeni gelişmelerin konut satışlarını nasıl etkileyeceğini ele aldı. İşte Ceren Kumbasar'ın o yazısı...

"Konut satışları topraktan satılan projelerde düşebilir!"
Yeni yılın ilk ayı bitti, ama biz sanki 2013’te asılı kalmış gibiyiz. Türkiye’de gençlerin daha önce hiç vermediği tepkiler, korkutucu büyüklükte skandallar, paylaşılamayan kurumlar, kuruluşlar, aşikarın reddedildiği dava dosyaları Doğal olarak, bunların hepsi hepimizi etkiliyor. En çok da ekonomide söz sahibi sektörleri etkiliyor. Bir de üstüne Merkez Bankası’nın faizleri beklentilerin üzerinde arttırması, FED’in tahvil alımını azaltmakta sürdürdüğü sert tavır ülke ekonomisine çığ gibi düştü. Sert fiyat hareketlerinin ortasında kaldık. İnşaat sektörünün en büyük gücü ürünlerinin bir yatırım aracı olarak görülmesiydi ama yatırım kelimesine ülkenin bütün kapıları kapandı. Yabancı yatırımcılara umut bağlamışken, Arap ülkelerinden gelen sinyaller yatırımcıların bekleme butonuna bastıkları yönünde. Yerli yatırımcılar da ülkenin şu durumunda iştahlarını kaybetmiş durumdalar. Gayrimenkul üreten firmalar deseniz, onlar da henüz satış pazarlama kanallarında taviz verecek gibi durmuyorlar. Bana sorarsanız vermemeliler de.

Satışlar düşebilir

Satışlar topraktan proje satan firmalarda durmaz ama düşebilir, düşsün. İkinci el gayrimenkullerde fiyatlar inebilir, kontrollü olarak inmesinde bir zarar yok. Ticari yapılarda bir durgunluk yaşanacaktır, yılın son çeyreğine kadar bu da normal. Arsalarda ise durum bir fırsata işaret ediyor. Kentsel dönüşümün hızla ilerlediği, imara açılan yeni arazilerin çokça bulunduğu büyük şehirlerde (özellikle İstanbul ve Ankara) arsalarda fiyatlar bırakın düşmeyi, yükseldi. Bu yükseliş henüz daha önce alıştıklarımıza nazaran çok da kayda değer gibi görünmeyebilir ama şu ekonomik düzlemde dikkate değer.

Peki şimdi ne olacak?

Hiçbir şey. Her büyüyen ekonomide, gelişmekte olan her ülkede keşke yaşanmasa dediğimiz ama yaşanan bir süreçteyiz. Dünya ekonomisi kendi sırat köprüsünden geçiyor. Yeşil ekonomi kavramı hayatımıza girdi, dünyanın en büyük sektörleri yerlerini yenilerine bırakıyor. Başkalaşıyoruz. Bu başkalaşım hiçbir zaman bizimki gibi bir ülkeyi, bizimki gibi bir ekonomiyi alaşağı edemez.

Şimdi zaman, eğrisini doğrusuna getirme zamanı. Projelerin pazar araştırmalarıyla başlamasının, orta gelirliyi hedefler gözüken sitelerin gerçekten orta gelirliyi hedeflemesinin, tarihi eserlerin tarihi kalabilmesinin, planlanan binaların silüeti bozmadığından emin olunmasının, yüz yıllık ağaçların tarihimizin yerinde kalabilmesinin, sayıları yüzbinlerle ifade edilen mağdurların sorunlarının onları tatmin edici bir zamanda çözülmesinin şimdi tam zamanı. Hadi!

Ceren Kumbasar/ Vatan