Sektörel
18 Nis 2013 17:16 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:23

Erdoğan'ın 'çok kırıldım' dediği gökdelenlerin öyküsü!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Bina sahibiyle konuşmuyorum' dediği gökdelenlerde süreç nasıl işlemişti?

Erdoğan'ın 'çok kırıldım' dediği gökdelenlerin öyküsü!

 

 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, dün İstanbul milletvekilleriyle bir araya geldiği kahvaltılı toplantıda Zeytinburnu'nda yükselen 'OnaltıDokuz' isimli kulelere tepkisini dile getirerek, "Sahibiyle konuştum. Tıraşlayın dedim. Ama hiçbir şey yapmadılar. O yüzden çok kırıldım, 5 yıldır konuşmuyorum" demesi, “İstanbul’un silueti” tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. 
İlk olarak 14 Eylül 2011 tarihli Radikal gazetesinde Ömer Erbil’İn haberiyle gündeme taşınan tartışma belediye ve Kültür Bakanlığı’nı da kapsayarak genişlemişti.
Ömer Erbil’in haberi, Zeytinburnu’nda tarihi İstanbul surlarının yakınında yapılan üç gökdelenin, kentin Sultanahmet Camii ile özdeşleşmiş tarihi siluetini bozarak yükseldiğini belgeliyordu. Kıyıdan bakıldığında Sultanahmet Camii’nin minarelerinin arasına üç gökdelen eklenmiş gibi bir manzara vardı. Denize 200 metre uzaklıkta kurulan üç blok 27, 32 ve 36 katlıydı. Kazlıçeşme Meydanı’nın yanında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Zeytinburnu Belediyesi’nin sorumluluğunda yapılan inşaatlarla ilgili Koruma Bölge Kurulu’ndan izin alınmadığı anlaşılmıştı ve İstanbul 4 Numaralı Koruma Bölge Kurulu raportörleri, ‘inşaatın yarımadanın siluetini olumsuz yönde etkilediğini’ tespit etmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı, belediyelere bu inşaatlar için “Durdurun” çağrısı yaptığı halde inşaatlar tam gaz devam ediyordu.
 ASTAY Gayrimenkul şirketi tarafından yapımına 2010 yılı nisan ayında başlanan üç gökdelenin hemen yakınındaki eski Sümerbank arazisi içinde Bizans askeri garnizon kalıntıları bulunuyordu ve buna rağmen proje Koruma Bölge Kurulu’na sunulmamıştı ve hafriyat sırasında Arkeoloji Müzesi uzmanları da yer almamıştı.
Bu haberin Radikal’in manşetinden gündeme geldiği gün, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Zeytinburnu sahilinde inşaatı devam eden binaların İstanbul'un Salacak'tan bakılan şeklini etkilediğini belirterek, "Bununla ilgili farklı girişimlerimiz var" dedi.
TOPBAŞ: O GÖKDELENLER İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Topbaş, makamındaki bir kabul sırasında bir gazetecinin, “Radikal gazetesinde, Zeytinburnu'nda özel bir firmaya ait inşaatı devam eden binaların İstanbul 'un siluetini bozduğu yönünde bir haber ve fotoğraf var. Bu bina ile ilgili bir girişimde bulunuldu mu” sorusu üzerine, binanın ‘hoş olmayan bir görüntü oluşturduğunu’ kabul etmiş ve konuyu takip ettiklerini söylemişti.
İnşaatı devam eden binanın İstanbul'un gravürü denilen Salacak'tan bakılan şeklini etkilediğini, başka noktalardan bakıldığında da siluete giren noktaları olduğunu belirten Topbaş, bu durumun “Binaya ruhsat verilirken öngörülememiş mi?” diye sorması üzerine ise, “Öngörülememiş demek ki... Maalesef orada bir şeylik var. Orada bir çalışma yapılıyor. Bundan sonra bir daha böyle bir şey olmaması açısından da İstanbul'un topografik kodları, yükseklikleri ile o yükseklik noktalarındaki yapıların yeniden gözden geçirilmesi için bir çalışma yapılmakta” yanıtı vermişti.
 Ancak beklenen ‘gözden geçirme’nin sonuç vermediği de görüldü. Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da konuya müdahil oldu ve 2 Aralık 2011’de İstanbul’un silueti için bir ‘zirve toplantısı’ düzenledi. Bu zirvede, Radikal’in gündeme taşıdığı Sultanahmet’in minareleri arasından tarihi yarımada siluetine giren gökdelenlerle, Dolmabahçe Sarayı’nın yanında yükselen 14 katlı otel ele alındı.
Günay’ın yakın çevresine tarihi yarımada siluetine giren Zeytinburnu’nda ki gökdelenlerin mutlaka tıraşlanması gerektiğini söylediği, bu rahatsızlığını zirvede sorumlular ile paylaşacağı aktarıldı. Dolmabahçe’de tescilli tarihi tütün depoları yıkılarak yerine yapılan otelle ilgili de inceleme başlatan Bakan Günay, inşaatın Dolmabahçe Sarayı’ndan daha yüksek kısımlarının yıkılmasını istediği öğrenildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Toptaş ise Zeytinburnu’ndaki gökdelenlere turizm alanında olduğu için izin verildiğini belirterek asıl sorumlunun Kültür Bakanlığı’nda olduğunu savunuyordu. Topbaş’ın inşaatın siluete etki eden bölümlerinin yıkılmasına sıcak bakmadığı, bu konuda Bakan Günay ile ters düştüğü ileri sürülmüştü.
 
Patronlardünyası