Dünyaya bir de bu kayalıklardan bakın!

 

İlk durağımız çok da uzakta değil; havaların ısınmaya başladığı günlerden itibaren yola düşüp, Kapadokya’da görebileceğiniz ilk yer Peri Bacaları. Birkaç milyon yıl önce, aktif volkanların küllerinin kapladığı yeryüzünde, rüzgar ve yağmur suyunun aşındırdığı sıkışmış küllerin, yumuşak parçalarını dökerek geriye volkanik karataşlarını bırakmasıyla oluşmuştur Peri Bacaları. Hem rahatlatıcı, güzel bir manzara görmek; hem de dünyanın kendini nasıl şekle soktuğuna tanık olmak istiyorsanız, kesinlikle Peri Bacaları’na gidin.

 

 

Bu görülmeye değer manzara kiraç taşı sütunlarıyla, mağaralarla ve kemerlerle dolu. Denizin milyonlarca yıl boyunca alçalıp yükselmesiyle taşlar şekle girmiş ve kendine özgü bir sistem oluşturmuş. Körfezde irili ufaklı tam olarak 1600 ada bulunuyor ve bunların birçoğu yerleşilmemiş yerler. Körfez, bir Vietnam efsanesine göre, işgalcileri denizin dışında tutması için ejderhalar tarafından şekle sokulmuş.

 

 

Büyük kablumbağa kabuğunu andıran bu kayalar Yeni Zelanda’nın Koekohe Sahili boyunca dağılmış durumda. Milyonlarca yıl önce deniz tabanında tortulaşmaya başlayan bu taşların merkezinin etrafına karbonat birikmiş ve incilerin oluşumuna benzer bir şekilde bu yapıya kavuşmuşlar. Maori efsanesine göre bu kayalar, atalarının taşıdığı batan bir kanodaki yılan balıklarının ve bal kabaklarının bizim dünyamızdaki yansımalarıdır.

 

 

Bu kaya on dört metre yüksekliğinde ve yüz on metre uzunluğundadır. Granit patlamasıyla oluşmuş Hyden Kayası’nın kuzey tarafının bir parçasıdır ve Batı Avustralya’da Hyden Park’ında bulunmaktadır. Dalga şeklinin, suyun granitin üzerinde ilerlemesiyle oluştuğu sanılmaktadır. Renkli yapısını ise yağmur sularından kalan mineralden almıştır.

 

 

Bu altıgen karataşlar, birbirine iyi kenetlenmiş bir şekilde durur ve basamakları andırmaktadırlar. Büyüklükleri, volkanik soğuma sırasında rüzgarın etkisiyle değişkendir. Gidip görmeniz ve bu mükemmel manzaranın tadını canlı canlı yaşamanız kesinlikle önerilir.

 

 

Yukarıdan bakıldığı zaman dart tahtasına benzeyen yapısıyla Sahra’nın Gözü, Sahra Çölü’nde dairesel bir şekilde ve elli kilometre çapında bir alan. Keşfedildiğinde meteor çarpması sonucu oluştuğu sanılsa da, günümüzdeki bulgular büyükçe bir kayanın zamanla aşındığı yönündedir.

 

 

Gökkuşağı gibi olan  Zhange Danxia, tablolardan fırlamış gibi görünüyor. Danxia türündeki bu yer şekili, Çin’in Gansu bölgesinde bulunmaktadır. Kırmızı kumtaşından oluşan kayalıklar binlerce bin yıl boyunca farklı yoğunluklarda birikerek renk renk bir görüntüye kavuşmuştur.

 

 

Kılıç şeklindeki, on metreye ulaşan kireç taşı dikitlerin taştan bir orman görünümü oluşturduğu Taş Orman, UNESCO’nun dünya mirasları arasında da yer almaktadır. Milyonlarca yıl önce sığ bir denize ev sahipliği yapan bu bölgede, kum taşı ve kireç taşının fazlaca birikip, daha sonra yer hareketleriyle yüzeye fırladığı ve rüzgarla aşınarak böyle bir şekle kavuştuğu sanılmaktadır.

 

 

Yaklaşık olarak bin beş yüz tane kireç taşı tepesinden oluşan Çikolata Tepeler, Filipinler’in Bohol bölgesinde yer almaktadır. Genellikle yeşil çimlerle kaplı olan tepeler, kuru mevsimlerde kahverengi bir görünüme kavuşuyorlar.