Sektörel
26 Ağu 2013 09:50 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 00:33

Bakan Bayraktar: Kıyıdaki binaları yıkacağız!

Geçen hafta Başbakan Erdoğan'la Bodrum'da yatla kıyıları gezen çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, yapıların yıkalarak park yapılacağını söyledi

Bakan Bayraktar: Kıyıdaki binaları yıkacağız!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar kamunun ortak malı olan kıyılarda geçmişte kanun dışı yapıların oluşturulduğunu söylüyor. Bakan Bayraktar, "Bu yapıları yıkıp park yaparak halka açacağız" diyor.
 
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar ile kentsel dönüşümden kıyı düzenlemelerine mühendisler ve mimarlar odasından askeri kışlalara kadar pek çok konuyu konuştuk.
 
Çanakkale'den İskenderun'a kadar kıyılarla ilgili düzenleme yapacağınızı açıkladınız. Ne yapacaksınız?
İlgili kanun "Kıyılar halkın malıdır. Kamunun ortak malıdır. Halkın istifadesine açılmak zorundadır. Kıyılar özel mülkiyete konu edilemez" diyor. Ama Türkiye'de bir oldu-bitti var. 1992'ye kadar yasaya uygun olmayacak şekilde bazı yapılar oluşturuldu. O dönemde kanun da ruhsat da yoktu. Herkes istediği gibi yaptı. Yağma tarafı var ama yağma denilemez. Eski tapu denizi gösteriyorsa adam orada suya kadar inşaat yapıyordu. Kanun 1992'den önce yapılanların müktesap hak olduğunu söylüyor. 1992'den sonra kanunlar değişti. Orada bir takım yerler SİT, turizm, kültür tabiat varlıkları, milli park alanı ilan edildi. Oralara bazı ruhsatlar verildi.
 
 Kim verdi?
Belediyeler "Biz vermedik" diyor ama verdiler. Kültür Bakanlığı verdi. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı kıyı kenar çizgisini tespit etti. Orman Bakanlığı'nın sorumluluğundaki alanlar var. Belediye dışındaki arazilerin sorumluluğu valiliklerde. Eğer ruhsatı yoksa, müktesap hak değilse, iskana aykırıysa bunları ortadan kaldıracağız. Ama "hoşumuza gitmiyor git" demeyeceğiz. Yasaya uygunsa onu yıkamazsın. En fazla kamulaştırırsın. Başbakanımız da diyor… Kıyılarda yapılaşma olabilir. Ama bazıları kanunsuz kafalarına göre gelip, mimar-mühendis bile olmayan belde belediyelerinden ruhsatları aldılar. Kaçak yapı mahiyetinde olan, sahilleri işgal eden yapıları yıkmak zorundayız. Bunun lamı cimi yok.
 
 Ne yapacaksınız yıkıldıktan sonra?
Halka açacağız. Yeşil alan yapacağız.
 
Askeri kışlaların şehir dışına çıkarılması konusuyla ilgili tartışmalar var. Buralar ranta mı açılacak?
Eğer İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Diyarbakır gibi yerlerde kışlaları şehir dışına çıkarırsak büyük ölçüde buraları meydan ve park yapacağız. Küçük kısımlar imara da açılabilir. Ama henüz bu işler net değil. Milli Savunma ve Maliye Bakanlığı ile Genelkurmay Başkanlığı'yla masaya oturulacak. 
 
KENTSEL DÖNÜŞÜM RANT PROJESİ DEĞİLDİR
Vatandaş kentsel dönüşüm fikrine alıştı mı?
20 milyonun üzerinde birim konut stokumuz var. Bunun 5.5 milyonu 1999 depreminden sonra yapıldı. Geri kalan yaklaşık 15 milyon konut incelenmeye muhtaç. Analiz edilip, elden geçirilmesi lazım. Bunlardan da 6.5 milyonu ya deprem aksı üzerinde veya afete dayanamayacak hatta afet olmadan da yıkılma riski taşıyan binalar. Türkiye artık gelişiyor, kalkınıyor. Bu kalkınmaya paralel olarak şehirlerin marka değerini, yapı stokunun kalitesini de artırmak lazım. Biz de herhangi bir afete karşı binalarımızın yıkılmaması için büyük bir hareket başlattık. 11 yıla yaklaşan iktidar süremizde 500 bin konut yaptık. Piyasayı disipline ettik, fiyatları aşağı çektik. Vatandaşların konut edinme moralitesi arttı. İllerde kentsel dönüşümler yaptık. Ama 2011'deki Van depremi bir paradigma oluşturdu. Başbakanımız "Siyasi hayatıma da mâl olsa kentsel dönüşümü yapacağım" dedi. Talimat verdi, kanunu çıkardık. 3 hamlede yıkımları başlattık. Vatandaşın empatisini sağlayıp, süreci içselleştirmelerini istiyoruz.
 
Evlere check-up gerek
İçselleştiriliyor mu?
İnsanlar 6 ayda nasıl check-up yaptırıyor, evleri için de bunu gerçekleştirmeleri gerek. 2 yıl içinde vatandaşı inandırmamız lazım. Bu iş de rant mant yok. Rant varsa vatandaşın rantı var. Kentsel dönüşüm projesi bir rant projesi, imar artışı projesi değildir. Bir mühendislik, enerji tasarrufu, ekonomik canlanma ve çevre projesidir. İnşaat sektörünü, müşavirlik sistemini geliştirme projesidir. Yurtdışında müteahhitlerimiz çırak gibiler. Kentsel dönüşümle müşavirlik hizmetleri gelişirse bizim müteahhitlerimiz orada oyun kurucu olur.
 
400 bin konut yıkılacak
Şu ana kadar vatandaşın başvurusu ne kadar?
Vatandaştan gelen taleplerde 33 bin birim konuttayız. Vatandaşın talebiyle yapalım istiyoruz. O zaman muhalefet üzerimize çullanamaz. Biz ayrım yapmadan her belediyeye yardımcı oluyoruz.
 
Kaç konut yıkılacak?
160-165 bin konutu yıktık. Yılsonuna kadar bir miktar daha yıkılacak. 200 bine ulaşacağız. 2014'te de 200 bin konut yıkılacak. Yapım aşamasına geçilen yerler var. Belediyeler, TOKİ, özel sektör inşaatları yapacak. Biz de bakanlık olarak stok konut yaptırıyoruz. Şu anda bu sayı 2 bin civarında.
İmarın silüetini düzelteceğiz
 
Yeni imar düzenlemesi çok tartışıldı. Ne zaman tamamlanır?
Şehirlerin düzeni ve imar yetkisi belediyelerde. Ama herkes başına buyruk çalışıyor. Biz genel çerçeveyi çizeceğiz. Plan notunda emsal 2 diyor, bakıyorsunuz 5 yapılmış. Bunları disipline edeceğiz. İmarın silüeti düzelecek. Başıbozukluğu kaldıracağız.
 Bakanlık döneminde hiç pişman olduğunuz bir proje oldu mu?
Çok var. Belki 1000 tane. Ama şu anda aklıma gelmiyor.
 
Yetkiyi almadık
 
Yetkileri var mı?
Öyle bir suç işlenirse ihraç etme yetkisi var. Ama o zaman da mahkemeye gidiyorsunuz. Bunun zararı müteahhide çıkacak. O da kendisi vermeyip konut fiyatlarını artıracak. İşin sonunda vatandaşın alacağı konutun fiyatı artacak. Biz bunu kanuna koyunca vize, belge isteyemeyecek. Odaların yetkisini almadık. Bunları bakanlık da yapmayacak.
 
Orası benim odam, babalarının malı değil
Mimarlar ve Mühendisler Odası "Yetkilerimiz alınıyor" diye yeni düzenlemeye itiraz etti. Sonra da sizi odadan çıkardıklarına ilişkin haberler çıktı…
Benim hakkımda soruşturma açtılar. 8 sayfalık yazı yazdılar. Beni atmayın odadan diye. Yönetim Kurulu kararı alırlarsa mahkemeye giderim. Orası benim odam, kimsenin babasının malı değil. Mühendislerin malı. Ben de inşaat mühendisiyim. Oda olmadan olmaz. İhraç etmelerini istemem. 
 
Dilek Güngör/Sabah