Ekonomi
23 Tem 2016 12:29 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 04:30

Türk bankalarından ortak savunma!

Merkez Bankası’nın piyasa yapıcı bankalarla gerçekleştirdiği özel toplantıdaki bilgilere ulaşıldı. Buna göre bankalar, S&P’nin not kararı gibi finansal operasyonlara karşı piyasayı birlikte savunma konusunda görüş birliğine vardı.

Türk bankalarından ortak savunma!
Merkez Bankası dün 13 piyasa yapıcı bankayla bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıyla ilgili basına herhangi bir açıklama yapılmazken konuya yakın kaynakların verdiği bilgiye göre S&P’nin not indirim kararı detaylı bir şekilde ele alındı. Akşam'dan Selim Karahan'ın söz konusu 13 bankanın üst düzey temsilcileri ve Merkez Bankası yetkilileri kararın ekonomik değil siyasi olduğu görüşünde birleşti.

Bu tip toplantılarda ağırlıklı olarak bölüm şeflerinin katıldığını ancak dünkü toplantıda ‘çok daha üst düzey’ bir katılım olduğuna dikkat çeken bir bankacı, “Yerli ve yabancı piyasa yapıcı bankalar, ekonomik değil siyasi bir motivasyonla yapılan hamlelere karşı, piyasayı tutma konusunda anlaşmaya vardı. Benzer bir durumda yabancıların bono satışı gerçekleştirmeleri durumunda bu bankalar alım yaparak piyasada bir şok yaşanmasının önüne geçecek” dedi.

Piyasa yapıcı bankalar listesi Akbank, Denizbank, Finansbank, HSBC, ING, Deutsche Bank, Ziraat Bankası, Garanti Bankası, TEB, Vakıfbank, Yapı Kredi, İş Bankası ve Halkbank’tan oluşuyor.

Bu noktada S&P ve Moody’s gibi derecelendirme kuruluşlarının akıl ve mantıkla izah edilemeyecek açıklamalarını hatırlatan bankacılar, “Kredi kuruluşlarının açıklamalarının tamamen siyasi temelli olduğu ortada. Ekonomik temelle izah edilecek hiçbir tutar yanları yok” yorumunda bulunuyorlar.

Benzer bir değerlendirme de Londra’dan; Türk ekonomisini uzun yıllardır takip eden Nomura’nın Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi Stratejisti Timothy Ash’ten geldi. Türkiye’yi en iyi takip eden yabancı analist olarak bilinen Timothy Ash, Standard & Poors'un (S&P) Türkiye'nin notunu düşürmesi ve görünümünü negatif olarak değerlendirmesi kararının ‘ilginç’ olduğunu niteledi.  Ash, uluslararası medyada Türkiye’deki darbe girişiminin ‘şaşırtıcı’ şekilde yanlış resmedildiğini söyleyerek, “Uluslararası medya olanları sanki seküler kesim ve AK Parti arasında bir savaş gibi resmetmesine şaşırdım. Halbuki Başbakan Binali Yıldırım, ana muhalefet partisi CHP ve MHP’ye bu süreçte teşekkür etti. Dış basındaki algıysa farklı. Sanki seküler elitler AK Parti karşısındaymış gibi algı sunuluyor. Fakat benim gördüğüm durum böyle değil” dedi.

Çift haneye çıkan 10 yıllık tahvil faizlerinin yeniden tek haneye düşmüş olmasının borsada tepki alımlarına sebep olduğunu söyleyen KapitalFx Araştırma Uzmanı Enver Erkan “Endeks, gün içinde gerek siyasilerden gelen olumlu açıklamalar, gerekse de Merkez'in yeni iletişim yöntemlerini duyurmasıyla pozitif bölgede kalmaya devam etti" diye konuştu.

Banka tarafında bunlar yaşanırken, yerli yatırımcı da dört günde 13 milyar dolara yakın dolar satıp, karşılığında Türk Lirası alarak finansal darbe girişimine de siper oldu. Bu duruş sayesinde dün dolar, 4 kuruş düşüşle 3.04TL'ye kadar geriledi. Analistler, doların kısa süre içinde yeniden 3 liranın altında dengeleneceğini öngörüyor. Borsa İstanbul da yüzde 0.2 yükseldi. Bankacılar, “Türk bankacılık sektörü 14 Temmuz’da ne durumdaysa bugün de aynı verilerle işleyişini sürdürüyor” diyerek ekonomik işleyişte herhangi bir bozulma olmadığına üstüne basa basa vurguluyorlar.

İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, banka olarak darbe girişiminin ardından  herhangi bir mevduat çıkışı yaşamadıklarını ve uygulamada  herhangi bir değişikliğe gitmediklerini belirtirken, piyasada  ise perakende müşteri segmentlerindeki döviz satışının 6-7 milyar dolar civarında hatta bir miktar daha yüksek olduğunu kaydetti. Bali 15 Temmuz'da yaşanan darbe  girişiminin bankalara ve piyasaya yansımaları ile ilgili yaptığı  değerlendirmede, "Maliyetlerimizde artış anlamına gelebilecek türden  davranışlar görmedik. Kredi ya da mevduat faizlerinde bir  değişiklik yapma artışa gitme ihtiyacı duymadık" dedi ve ekledi: "İş Bankası olarak 15 Temmuz öncesindeki çalışma  biçimimizden farklı herhangi bir yöntemsel değişiklik, uygulama  değişikliği öngörüsünde bulunmadık, uygulamadık."

Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’deki durumu doğru tespit edemediğini belirten Bali “Arkadaşlarım ifade ediyor. Telefonla arayıp soruyorlar marketlerde izdiham var mı, bankalarda kuyruklar var mı? Vatandaşta panik var mı diye soruyorlar. Bu kadar yüzeysel bir bilgiyle teknik bir karar alınabilir mi" dedi.

Timothy Ash, önümüzdeki dönemde Türkiye’yi yatırım yapılabilir not ile değerlendiren Fitch ve Moody’s’in, bekle-gör politikası uygulamayı tercih edebileceğine belirterek, "Bence Türkiye’nin daha önce ispatlanmış geri ödeme gücü, notun yatırım yapılabilir seviyede olması gerektiğine işaret ediyor. Ülkenin milli gelirine oranla kamu borcu düşük, bütçe açığı düşük, bankacılık sektörü kuvvetli. Bunlar son derece önemli ölçütler. Ben Moody’s’in notu değiştireceğini sanmıyorum.” ifadelerini kullandı.

Bali sözlerine şöyle devam etti: "Son gelişmelerin ülkedeki kutuplaşmayı artırdığı tespiti yapıyorsanız, gelin görün görün bakalım, ayrışmaya mı, birleşmeye mi neden olmuş. Bu yüzde 100 politik değerlendirme” dedi.
ETİKETLER
#banka