Röportaj
21 Eki 2015 12:40 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 03:37

İstanbul’u izliyorum Çiftçi Towers’tan!

Gayrimenkul sektörüne Çiftçi Towers’la iddialı bir giriş yapan Çiftçiler Holding, çok özel bir projeye imza atıyor. Dünya lideri ofislerin titizlikle hazırladığı projedeki dairelerin tümü Tarihi Yarımada manzarasına hakim…

İstanbul’u izliyorum Çiftçi Towers’tan!
Kökleri Cumhuriyet’in ilk yıllarına uzanan Çiftçiler Holding, otomotiv, denizcilik ve sigortacılığın ardından gayrimenkul sektörüne de iddialı bir projeyle adım attı. Türkiye’nin belki de en değerli arazilerinden biri üzerinde yükselen Çiftçi Towers, dünyanın dört bir yanındaki mimarlık ve mühendislik harikalarından ilham alınarak tasarlandı. Emlakeki.com ekibi olarak Çiftçi Towers’ı sizler için mercek altına aldık.

300 dönüm araziden 24 dönüm kaldı

Çiftçi Towers’ın inşa edildiği arazi o dönem ağırlıklı olarak otomotiv sektöründe faaliyet gösteren Çiftçi Ailesi tarafından 1960’larda satın alınmış. O tarihte toplam 300 dönümü bulan arazinin bir bölümü Boğaziçi Köprüsü’nün yapımı sırasında istimlak edilmiş. Aradan geçen yıllar içinde bölgede açılan yollar ve belediye düzenlemeleriyle ailenin elindeki arazi 45 dönüme kadar inmiş. Çiftçi Towers için izin alınma sürecinde ise sadece 24 dönüm kalmış.

İmar Planı 1993’te hazırlandı

Çiftçi Towers’ın da bulunduğu hattın imar planı 1993’te “Yönetici Merkez” olarak çıkmış. Çiftçi Towers bu hatta dahil tüm binaların yararlandığı imar hakkından yararlanıyor. Sadece 288 konut var Zincirlikuyu’da Büyükdere Caddesi’ndeki konumu ile oldukça merkezi bir lokasyonda bulunan Çiftçi Towers zarif 45 katlı 2 kuleden ve sadece 288t apart daireden oluşuyor.

Ofis bölümüne ayrı hayat

REZİDANS katlarında ayrıntılarda gösterilen titizlik, ofis bölümünden de esirgenmemiş. Zincirlikuyu tarafına bakan 1. Kule’nin ilk 10 katı bir merkez ofis olarak tasarlanmış. Kendi çekirdeği, kendi asansörleri, bütün enerji sistemi, otoparkı, tüm depo hacimleri, personellerinin yemek yiyeceği alanlara kadar tamamen bağımız bir bina gibi çalışıyor. Ofis katları için çok ciddi uluslararası şirketler ve bankalardan talep gelmeye başlamış bile…

Kendi evimizi yapar gibi uğraşıyoruz

ÇİFTÇİ Towers’ta her nokta titizlikle hesaplanarak tasarlanmış. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çiftçi, kendine ev yapar gibi titiz davranıyor. Her detayla kendi ilgileniyor. İş ortakları seçilirken de en iyiler tercih edilmiş. Çiftçi Towers’ı 15 defa RIBA ödülü alan John McAslan & Partners tasarlamış. Projeyi Sidney Opera Binası’nı da yapan alanında dünyanın 1 numarası ARUP uyguluyor, iç tasarımı ise İtalyan FM Interior Design tarafından yapılıyor.

Çıkan sonuç: AA Plus hizmet

İÇ dizayn İtalyan Francesca Muzio ve Silvia Orlandini imzası taşıyor. Lüks yat, rezidans ve konut tasarımında uzman olan Muzio ve Orlandini Çiftçi Towers için önce İstanbul’u gözlemlemiş. Ardından tıpkı lüks bir tekne yapar gibi ince ince dokumuş. Kulelerin 27. katlarında yer alan “lounge” sadece rezidans sahiplerinin faydalanabilecekleri toplantı odaları, davet alanları, TV odası, bar ve oyun odası olarak değerlendiriliyor. İki kuleyi birbirine bağlayan yeşil örtüde açık havuz ve 343 metre koşu parkuru tasarlanmış. Sonuçta ortaya AA+ bir rezidans çıkmış.

Binanın şekli bile manzaraya göre

ÇİFTÇİ Towers’taki tüm daireler muhteşem Tarihi Yarımada manzarasını görebiliyor. Binanın şekli de bunu sağlamak üzere biraz alışılmışın dışında çizildi. Ayrıca normal binalarda bina çekirdeği çadırın ana direği gibi ortadayken, bu projede kenarda. Sırf tüm daireler o manzarayı
görebilsin diye. Ancak Hakan Çiftçi en iyisi için her şeyi göze almış
durumda. En ince ayrıntısına kadar inceliyor.