Seyahat
28 Kas 2017 09:29 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 05:34

Bu şehir hiç uyumuyor!

Amsterdam bitmeyen enerjisi ile Avrupa’nın en ilginç aurasına sahip şehirlerinden biri... Hollanda’nın başkenti, bulunduğu enlem gereği pek fazla güneş görmese de hareketli şehir içinizi ısıtıyor.

Bu şehir hiç uyumuyor!
Schiphol Havalimanı'na yolculuğa başlamadan önce akıllı telefonlarınıza “reisplanner” uygulamasını mutlaka indirin. Tüm şehrin toplu taşıma sistemi bu uygulamadan rahatlıkla takip edilebiliyor.

KİŞİ BAŞINA İKİ BİSİKLET

Bulunduğunuz nokta ile varmak istediğiniz noktayı giriyorsunuz ve taşıt alternatifleri, yolculuk süreleri, araç hareket saatleri gibi bütün bilgiler önünüze seriliyor. Gerçi şehrin dümdüz olması sebebiyle yürüyerek de birçok yere ulaşabilirsiniz. Ya da daha eğlencelisi bisiklet kiralamaya ne dersiniz? Şaka değil Amsterdam'da kişi başına 2 bisiklet düşüyormuş; biri yazlık, diğeri kışlık. Şehirde inanılmaz bir bisiklet nüfusu mevcut.

Sabahın erken saatlerinde veliler bile kırmızı yanaklı çocuklarını bisikletlerinin önünde taşıyarak okullara götürüyorlar. Takım elbiseli üst düzey yöneticiler evrak çantalarını ve laptoplarını bisikletin arkasına bağlayıp toplantıya yetişiyorlar. Toplu taşıma sisteminde bisikletler için ayrı trafik lambaları bile var. Her metro durağında, her marketin önünde, her binanın girişinde onlarca, yüzlerce bisiklet kapasiteli otoparklar sizi şaşırtıyor.

KÜLTÜR SANAT TURLARI
 
Gün içinde yapılacak aktivitelerde kültür sanat turları başı çekiyor. Dünyaca ünlü Van Gogh Müzesi'ni uçsuz bucaksız yemyeşil Museumplein'da ziyaret edebilir ve resimler diyarına yelken açabilirsiniz.
 
Yine aynı yerde Rijksmuseum'u hemen fark edersiniz. Özellikle Van Gogh Müzesi'ne çok yoğun bir ziyaretçi talebi olduğu için mutlaka önceden bilet alınması gerekiyor. Eğer mevsim kışsa ve şanslıysanız müzelerin önünde uzanan düzlükte kurulan buz pateni pistine denk gelebilirsiniz. Fonda nefis müzikler ve elinizde sıcak kahve ile harika zaman geçirebilirsiniz.

IAMSTERDAM YAZISI ÖNÜNDE POZ VERİN
 
Unutmadan o çok meşhur “lamsterdam” yazısı da yine burada yer alıyor. Fotoğraf çektirmek için sabahın erken saatleri ideal çünkü gün içinde artan turist yoğunluğuyla birlikte içinden kafanızı uzatıp poz verecek tek bir harf bile bulmak mümkün olmuyor.
 

Yaşayan şehir Amsterdam'ın gece hayatı da ilginç detaylarla dolu… Herkesin bildiği Red Light District'te hayat kadınlarının kırmızı ışıkların yandığı küçücük odalarda müşteri beklemesi ve meraklı turist kafilelerinin bu sokağı hıncahınç doldurması dünyanın başka hangi şehrinde bu kadar normal olabilir ki?

Üstelik bu sokak hiç de öyle ücra bir köşede değil bilakis şehrin en popüler yeri Dam Meydanı'na 2-3 dakika mesafede… Gece hayatının bir diğer adresi de Leidseplein civarındaki space cake, magic mushroom ve bilumum tütün ürünlerinin satıldığı mekanlar… En bilinen coffeshop; The Bulldog. Sadece mekanların önünden bile geçseniz o keskin kokulu sokaklarda eğlenen gruplara rastlayabilirsiniz.

RENKLİ PEYNİRLERDEN ALMAYI UNUTMAYIN

Amsterdam'ın farklı bir yemek kültürü var. Sütleri ve dolayısıyla peynirleri çok zengin besin değerlerine sahip olduğu için insanların boy ortalaması epey uzun. Pazarlarda ve marketlerde birbirinden değişik özellikleriyle rengarenk peynirler inanılmaz cezbedici. Albert Cuyp pazarında gezerken yeşil rengiyle pestolu, kırmızı rengiyle acı biberli, körili, yıllanmış, küflü peynir derken insanın başını dönüyor. Biraz ondan biraz bundan tadına bakarak turunuzu sonlandırabilirsiniz.

Dayanıklı bir malzemeyle kaplı olan peynirler uzun süre bozulmadan muhafaza edilebildiği için turistlerin 1 numaralı hediyelik listesinde yer alıyorlar. Bir de neredeyse elmalı pay fabrikası gibi çalışan Winkel 43 kesinlikle atlanmaması gereken bir mekan. Diyelim kalabalığı yararak içeri girebildiniz ve sipariş verdiniz ama bakalım oturacak yer bulabilecek misiniz? Zaten elmalı pay başlı başına bir kalori iken bir de üzerine sıktıkları o lezzetli krema sonrasında kaç dakika pedal çevirmek gerekir acaba?

STROOPWAFEL DENEYİN

Şehirden ayrılırken pazardan aldığınız hediyelik peynirlerin yanına; lale soğanları, yel değirmenli biblolar ve bir çift takunya eklerken bulabilirsiniz kendinizi. Havaalanında uçağı beklerden de kahvenizin yanında 1-2 tane stroopwafel yiyerek bir sonraki geliş planınızı yapabilirsiniz.