Röportaj
23 Şub 2015 07:47 Son Güncelleme: 10 Oca 2019 02:24

Bir Kağıthane hikayesi

11 yılda Kağıthane’nin yüzde 36’sını dönüştüren Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, önümüzdeki süreçte sandal sefalarından metroya, tarihi tramvaydan etkinliklere kadar bir çok detayı ilçesine getirecek

Bir Kağıthane hikayesi
** Göreve başladığınızdan bugüne nasıl bir kağıthane hayal ediyordunuz ve bugün neredesiniz?

Çok genel bir cümleyle özetlersek eğer, biz 1960 yılında Kağıthane’ye geldik. Bizim Kağıthaneliler olarak isteğimiz maddi durumu iyiye gidenler buradan ayrılmasın. Tam tersine, göç alan bir ilçe olsun istiyorduk. Öyle de oldu. Artık insanlar İstanbul’un en prestijli bölgelerinden Kağıthane’ye taşınıyorlar. Bunu yakayabilmek için bir çok çalışmalar yaptık.

**  Neler yaptınız?
2004’de biz göreve gelir gelmez hemen halkla yönetim arasındaki bağı oluşturalım istedik. Bunun için de cep telefonumuz, kapımız sürekli açık halde. Sürekli vatandaşla istişare yapıyoruz. Muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla buluşuyoruz bunu yılda birkaç sefer yapıyoruz. Sanatçı yazar arkadaşlarla toplantılar yapıyoruz bunları geleneksel hale getirdik. Mahalle mahalle gezip bir halk meclisi toplantısı yapıyoruz.



Kağıthane İstanbul’un merkezinde olan bir ilçe olmasına rağmen İstanbul’un dışında algısını almıştı. Aslında burası İstanbul’un tam merkezindeyiz ve tarihi bir yerleşim merkezi. Hatta Bizans döneminden bu yana yerleşim merkezi halini almış bir ilçedir. Tarihi yapılarımızı da restore ederek bir yandan da yine tarihi bir bölge olduğumuzun vurgusunu yapmış olduk.

Bir yandan da Kağıthane’yi modern bir kent olarak geleceğe hazıramamız gerektiğini düşündük. Göreve gelir gelmez kentsel dönüşüm için çalışmalar yaptık. Kağıthane’nin 1/5000 çapında revizyonlar yaptık ve gecekondu önleme bölgeleri oluşturduk. Sanayi bölgelerinde planlar yaptık, bir de mahalle içlerinde dönüşümü teşvik etmek için planlar oluşturduk. Ayrıca buraların yatırımcılar için cazip hale gelmesi gerekiyordu. Bunun için kamu ve özel yatırımları getirdik. Kağıthane-Dolmabahçe Tüneli yapıldı ve bununla birlikte Kağıthane, İstanbul’a uzak algısı ortadan kalkmış oldu.

Kağıthane’ye 3D gelmesini istedik. Deniz suyu, demiryolu ve dönüşüm…
Deniz suyu, Çayırbaşı’ndan Tünel’le, Haliç’i yılda 3 sefer devir dayim edecek kadar geliyor.
Ardından demiryolu ile ilgili çalışmalarımızı hep sürdürdük ilahesi yapıldı.
Dönüşümde de 2004 yılından bu yana yapıların tam yüzde 36’sını yeniledik. Bu 70 bin bağımsız bölüme tekabül ediyor, Toplam bağımsız bölüm 180 bin, nüfusumuzun neredeyse yarısının yaşadığı alanları yeniledik.



Böyle bir dönüşümü gerçekleştirmek çok güç çünkü her inşaat çevresini inanılmaz derecede rahatsız ediyor. Ama İstanbul’da dönüşüm zorunlu. Biz şöyle düşünüyoruz. Önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde bütün binaların dönüştürülmesi gerekiyor. İlçemiz cazibe merkezi haline geldi, yenilenip dönüştükçe Kağıthane’lilerin ev ve arsaları daha değerli hale geliyor.


** Dönüşümde hangi bölgelerde yoğunlaşıyorsunuz?
Tüm mahallelerimizde… Bizim için gecekondu önleme bölgelerinin yenilenmesi çok önemli. Sanayi alanlarının yenilenmesi bizim için önemli. Bu planlar olmazsa bizim dere ıslah çalışmamızı yapma şansımız yok. Eğer kenti dönüştürmezseniz kullanabileceğiz hiç alan yok. Yeşil alanları dönüşümle birlikte arttırmış olduk.

Mahalle içlerinde komşuları ve insanları bir arada dönüştürmeye teşvik ediyoruz. Ada bazında dönüşümler için uğraşıyoruz ve her daire sayısı kadar otopark üretiyoruz. Dönüşümlerde yüzde 30 imarda teşvik veriyoruz. Kamu ve özel sektörün yapmış olduğu yatırımlarla 2 yılda 10 bine yakın otopark ürettik. Ayrıca kendi içinde otopark sorununu çözemeyen projeye imar vermiyoruz. Yoksa şehirler yaşanılmaz hale gelecekti.

** Kağıthane’nin kentsel dönüşüme bakış açısı nasıl?
Biz kentsel dönüşüm çalışmalarını açık bir şekilde sürdürüyoruz ve vatandaş kendisi yapıyor. Her adada bir iki parselde muhakkak problem yaşıyoruz.

‘Daha fazla yer alayım daha fazla daire alayım’ diye düşünüyor bazen vatandaş. Ama adada yüzde 80 birlik varsa eğer geriye kalan yüzde 20 projenin dışında kalıyor. Fikirtepe’de olduğu gibi… Fikirtepe çok güzel bir örnek oldu yerel yönetimler için. Mesela diyelim plan notlarıyla imarıyla yerimizin değeri 100 olsun, daha sonra bir plan geliyor değer kazanıyor burası değeri 1000 oluyor, 100’ü paylaşsak girişimciyle 50/50 paylaşacağız, 1000’I paylaşıyoruz 500/500 ama bazen bu 500’ü de yeterli görmüyor insanlar toplumda deprem yasası diye bilinen yasada dönüşüme yardımcı olabiliyor.



** Başkanlık süreniz içinde gururlanacağınız, en iyi kazanım bu diyebileceğiniz proje nedir ?
İlçeye çok güzel çalışmalar yaptık. Her çalışmanın bizim için ayrı bir önemi var. Mesela ‘Zabit Mektepler’ diyoruz. Eskiden o bölge piknik bölgesiydi. Ama çocukluğumuzdan beri o tarihi yapı döküntü haldeydi. Daha evvel de çok uğraşmıştık ama başaramadık. Göreve gelir gelmez ‘orayı nasıl yaparız’ saldırdık ve sonunda başardık. Her çalışmanın bizim için çok büyük anlamı var. Asıl amacımız Kağıthane’de anlayışı değiştirmektş. 2004 yılına kadar insanlar, ‘bir kaçak kat nasıl yapabilirim, çatı arasına bir katı nasıl girebilirim’ algısı ile ilerliyordu. Şimdi ise kim ‘Kağıthane’ye en iyi projeyi yapabilirim’ diye çabalıyor. Projeler, dünyanın en önemli mimarları tarafından hazırlanıyor. Avrupa’da, dünyada ödül alan projeler, mimarlar çalışıyor. Anlayış değişmesi gerçekten bizleri sevindirdi. Kağıthane terk edilen bir ilçe olmaktan herkesin tercih ettiği bir ilçe durumuna geldi.